Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçilmeden önce söylemişti ben farklı bir Cumhurbaşkanı olacağım, halkın içinde olan bir Cumhurbaşkanı olacağım diye ama doğrusu bu kadar riske gireceğini düşünmemiştim… Hiç tahminde etmiyordum…
Değil Cumhurbaşkanı, yönetimin herhangi kademesindeki seçilmiş veya bürokratın cesaret edemeyeceği alanlarda ve yerlerde boy gösteriyor aniden ortaya çıkıyor, gözü kara bir şekilde halkın içinde olduğunu gösteriyor hissettiriyor…
Her hareketinde Millet varsa ben varım, madem varım ve bu makamdayım tek tek milletin her ferdi için varım diyor…
Son olayı duyduğumda ise dakika sonuna kadar takip ettim…
Hatta ilk duyduğumda ne yapıyor bu… neden durdu diye endişelendim, sen bu ülkeye lazımsın ya aksi bir durum gerçekleşirse diye olayın sonuna kadar dualar ettim…
Çok şükür korktuğum olmadı! Tayyip Erdoğan yine kazandı ve başardı!
Hem de bir kişinin hayatını kurtarmak için aldığı riskten yine başarıyla çıktı...
Boğaz köprüsünde intihar eden vatandaşı gördüğünde hiç tereddüt etmeden durup onu bu eyleminden caydıran Cumhurbaşkanı orada durmakla büyük bir riske girmişti…
Risk bunun neresinde diyebilirsiniz… Birde madalyonun öbür yüzünü düşünün ben düşündüm ve bu nedenle çok korktum…
Bir an intihar eden vatandaşın Cumhurbaşkanı’nı dinlemediğini, telefondaki o sıcak ve dost sese kulak vermediğini düşünün!
Elindeki telefonu korumalara atarak kendini boğazın soğuk sularına bıraktığını düşünün!
Manşetlerinde,
“Cumhurbaşkanı vatandaşı ikna edemedi…”
“Erdoğan bir vatandaşın intihar etmesine sebep oldu…”
“Erdoğan, durmasaydı vatandaş intihar etmezdi…”
“Cumhurbaşkanı yine karışmadan duramadı…” diyenleri görür gibiyim…
Çok şükür ki, intihara teşebbüs eden vatandaş Türkiye’nin Cumhurbaşkanını Seven %40 veya Güvenen %70’ine dahil bir kişiymiş… Ondan nefret eden %30 dan birisi olmadığı için sevinmeliyiz…
Sayın Cumhurbaşkanım aldığın tüm risklerin 70 milyon için olduğunu biliyoruz, bunun farkında olmayan %30’un ise senin il başkanlığı zamanında akrep’le kurbağanın hikayesini anlattıktan sonra, “bunların cibilliyeti bozuk, cibilliyeti” deyişin hala kulaklarımızda…
Artık bir unvanın daha var… RİSK ALAN ADAM…
Gelelim Milli piyangoya
Bu yazıya eklememin nedeni Cumhurbaşkanımızın el atmasını istediğim için…
Umarım bu yazıyı okur veya iletirler…
O gurur duyduğumuz Aksaray’a geçmişte kurulan 16 devleti temsil eden kıyafetler… o atlı karşılama süvari birliği… Türkuaz renk halı ve üniformalar ne kadar yakışıyorsa…
Bir kumar olan yılbaşı Milli Piyango çekilişinde görev yapan kızların üzerindeki…
Emine bacımın, Fatma bacımın, Şerife bacımın, Osmanlımın, Geleneklerimin, Folklorumun, Mehmetçiğimin yavuklusunun, Anadolu’mun masum temiz geçmişinin kıyafetleri hiç yakışmadı…
Benim hiçbir değerim, inancımın ve özümün bir simgesi, bunlara ters olgular olan kumarın, içkinin, aksi bir olayda kullanılamaz kullanılmamalı…
Bunu kullanan adında milli olsa da Milli Piyango İdaresi olsa bile…
Şiddetle kınıyorum…
Not: Bu çekilişi yılbaşı akşamı seyretmedim, 2 Ocak akşamı saat 23.00’te haberleri izlerken gördüm ve hemen yazmaya karar verdim.