0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

OSTİM Organize Sanayi Bölgesi Sanayici İş İnsanları ve Yöneticileri Derneği (ORSİAD) Yönetim Kurulu adına bir açıklama yapan Başkan Levent Çamur, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin kurulan-kapanan şirket istatistiklerine ilişkin verilerini değerlendirirken, “çeşitlilik” vurgusu yaptı. TOBB’un verilerine göre haziranda kurulan şirket sayısının mayısa kıyasla yüzde 41,9 artarak 9 bin 438’den 13 bin 396’ya çıktığını, aynı dönemde kapanan şirket sayısının da yüzde 32 artışla 2 bin 640 olduğunu anımsatan Başkan Çamur, Başkent Ankara’yla ilgili ise şu bilgileri verdi:    

Hem Umutlu Hem Kaygılıyız

“Verilere göre Ankara’da bu yılın haziran ayında kurulan şirket sayısı 1.158, kapanan şirket sayısı 229. Geçen yılın aynı döneminde Başkent’te kurulan şirket sayısı 891, kapanan şirket sayısı 109 idi. Bu yılın ilk 6 ayında ise Ankara’da 5.926 şirket kurulmuş, 965 şirket kapanmış. Geçen yılın aynı döneminde kurulan şirket sayısı 5.226, kapanan şirket sayısı ise 442… Kurulan şirket sayısındaki artış ne kadar umut verici ise kapanan şirket sayısındaki artış da o kadar kaygı verici düzeyde…”

ORSİAD Başkanı Levent Çamur; savaş, pandemi, enflasyon gibi küresel piyasalarda dengeleri alt üst eden gelişmelerin ardı ardına yaşandığı bir dönemde Türkiye’nin hiçbir fırsatı kaçırmaması gerektiğini, yeni fırsatlara, yeni pazarlara, yeni ürünlere odaklanması gerektiğini kaydetti. Başkan Çamur; dünyadaki yeni ticaret fırsatlarının değerlendirilmesi noktasında Türkiye’nin daha iştahlı hareket etmesi, diğer yandan da beklenen resesyona karşı üreticinin finansal yönden desteklenmesi gerektiğini vurguladı. ABD ve Avrupa Birliği ülkelerinin, ne zaman biteceği bilinmeyen Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle alternatif Pazar arayışında olduğunu ifade eden Başkan Çamur, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bundan Başka Çaremiz Yok 

“Hem devam eden savaş, hem küresel piyasalarda beklenen resesyon endişesi ve bunların söz konusu pazarların ekonomisinde yaratacağı yavaşlama bizi de çok yakından ilgilendiriyor. Özellikle de ihracat yapan firmalarımız bu yavaşlamadan mutlaka etkilenecektir. Ekonomisi ihracata dayalı büyüyen, ihracatta en büyük pazarı Avrupa Birliği ülkeleri olan Türkiye için, Türk ihracatçısı için ürün ve pazar çeşitliliğini arttırmaktan başka çare yok. Uluslararası standartlara uygun ve katma değeri yüksek ürünlerin üretimi, alternatif pazar arayışı, avantajlı olduğumuz alanlarda vereceğimiz savaş çok önemli. En önemlisi de Türk üreticisinin, ihracatçısının bütün bu olumsuzluklara karşı hareket kabiliyetini arttıracak, genişletecek, çarklarını çevirecek finansal desteklere ulaşabilir olması.”